THE BEST DAMN THİNG
Let me hear you say hey hey hey!
Hey hey hey dediğini duyayım
Hey hey hey!
Alright, now let me hear you say hey hey ho!
Pekala hey hey hey dediğini duyayım
Hey hey ho!
I hate it when a guy doesn't get the door
Bir erkek kapıyı açmadığında nefret ediyorum
Even though I told him yesterday and the day before
Ona dün ve önceki gün söylemiş olmama rağmen
I hate it when a guy doesn't get the tab
Bir erkek askıyı almadığında nefret ediyorum
And I have to pull my money out and that looks bad
Ve kendi paramı çıkarıp kötü göründüğümde
Where are the hopes, where are the dreams
Umutlar nerde, rüyalar nerde
My Cinderella story scene
Benim külkedisi masalı sahnem
When do you think they'll finally see
Ne zaman görürler dersin
That you're not not not gonna get any better
Yani sen hayır hayır daha iyi olmayacaksın
You won't won't won't you won't get rid of me never
Sen beni hayır hayır kurtaramaycaksın
Like it or not even though she's a lot like me
Hoşlan ya da hoşlanma o aynı benim gibi
We're not the same
Biz aynı değiliz
And yeah yeah yeah I'm a lot to handle
Ve evet evet evet bunu halledebilirim
You don't know trouble but I'm a hell of a scandal
Bela ne demek bilmiyorsun ama ben en büyük skandalım
Me I'm a scene I'm a drama queen
Ben sahneyim, ben drama kraliçesiyim
I'm the best damn thing that your eyes have ever seen
Ben senin gözlerinin görebileceği en iyi şeyim
Alright, alright yeah
Pekala, evet
I hate it when a guy doesn't understand
Bir erkek anlamdığında nefret ediyorum
Why a certain time of month I don't want to hold his hand
Neden ayın kesin zamanı var, elini tutmak istemiyorum
I hate it when they go out and we stay in
Onlar dışar çıktığında ve biz kaldığımızda nefret ediyorum
And they come home smelling like their ex-girlfriend
Ve eski sevgili gibi kokarak geri geldiklerinde
But I found my hopes I found my dreams
Ama umutlarımı buldum, rüyalarımı buldum
My Cinderella story scene
Benim külkedisi masalı sahnem
Now everybody's gonna see
Şimdi herkes görecek
Nakarat tekrar
Give me an A, always give me what I want
Bana bir A ver, bana istediğim her şeyi ver
Give me a V, be very very good to me
Bana bir V ver, bu çok çok iyi
R, are you gonna treat me right?
R, bana doğru davranacak mısın?
I, I can put up a fight
I, kavga edemem
Give me an L, let me hear you scream loud
Bana bir L ver, seni çığlık atarken duyayım
One two three four
Bir, iki. üç, dört
TOMORROW
And I wanna believe you,
Ve sana inanmaya çalışıyorum
When you tell me that it'll be ok,
Bana bunun yoluna gireceğini söylediğinde
Ya I try to believe you,
Evet, sana inanmaya çalışıyorum
But I don't
Ama inanmıyorum
When you say that it's gonna be,
Ne zaman bir şeyin olacağını söylesen
It always turns out to be a different way,
Her zaman başka bir yola sapıyor
I try to believe you,
Sana inanmaya çalışıyorum
Not today, today, today, today, today...
Bugün değil, bugün, bugün, bugün,...
Nakarat:
[ I don't know how I'll feel
Nasıl hissedeceğimi bilmiyorum
tomorrow, tomorrow,
Yarın, yarın
I don't know what to say,
Ne söyleyeceğimi bilmiyorum
tomorrow, tomorrow
Yarın, yarın
Is a different day
Başka bir gündür ]
It's always been up to you,
Bu her zaman sana bağlıydı
It's turning around,
Ama değişiyor
It's up to me,
Bu bana bağlı
I'm gonna do what I have to do,
Yapmam gerekeni yapacağım
just don't
Sadece yapma
Gimme a little time,
Bana biraz zaman ver
Leave me alone a little while,
Beni biraz yalnız bırak
Maybe it's not too late,
Belki çok geç değil
not today, today, today, today, today...
Bugün değil, bugün, bugün, ...
Nakarat
Hey yeah yeah, hey yeah yeah, and I know I'm not ready,
Hey evet evet, hey evet evet, ve hazır olmadığımı biliyorum
Hey yeah yeah, hey yeah yeah, maybe tomorrow
Hey evet evet, hey evet evet, belki yarın
Hey yeah yeah, hey yeah yeah, and I know I'm not ready,
Hey evet evet, hey evet evet, ve hazır olmadığımı biliyorum
Hey yeah yeah, hey yeah yeah, maybe tomorrow
Hey evet evet, hey evet evet, belki yarın
And I wanna believe you,
Ve sana inanmak istiyorum
When you tell me that it'll be ok,
Bana bunun yoluna gireceğini söylediğinde
Ya I try to believe you,
Evet, sana inanmaya çalışıyorum
But I don't
Ama inanmıyorum
Not today, today today...
Bugün değil, bugün bugün...
Tomorrow it may change
Yarın bu değişebilir
ANYTHİNG BUT ORDİNARY
Sometimes I get so weird
-bazen çok tuhaf olurum
I even freak myself out
-hatta kendimi heycanlandırırım
I laugh myself to sleep
-uyumak için kendime gülerim
It's my lullaby
-bu benim ninnimdir
Sometimes I drive so fast
-bazen çok hızlı sürerim
Just to feel the danger
-sadece tehlikeyi hissetmek için
I wanna scream
-çığlık atmak istiyorum
It makes me feel alive
-beni canlı hissettiriyor
Is it enough to love?
-sevmek için yeterli mi?
Is it enough to breathe?
-nefes almak için yeterli mi?
Somebody rip my heart out
-birileri kalbimi söker
And leave me here to bleed
-ve kanamam için burada bırakır
Is it enough to die?
-ölmek için yeterli mi?
Somebody save my life
-birileri hayatımı kurtarıyor
I'd rather be anything but ordinary please
- sıradan biri olmaktansa hiç bir şey olmayı tercih ederim
To walk within the lines
-çizgilerin içinde yürümek
Would make my life so boring
-Hayatımı sıkıcı yapacaktı
I want to know that I
-onu bilmeyi istıyorum
Have been to the extreme
-Çok oldum
So knock me off my feet
-Buyüzden ayaklarımdan bana vur
Come on now give it to me
-gel şimdi bana onu ver
Anything to make me feel alive
-herhangi bir şey beni canlı hissettirmesi için
Is it enough to love?
-sevmek için yeterli mi?
Is it enough to breathe?
-nefes almak için yeterli mi?
Somebody rip my heart out
-birileri kalbimi çıkarır
And leave me here to bleed
-ve kanaması için burada bırakır
Is it enough to die?
-ölmek için yeterli mi?
Somebody save my life
-birileri hayatımı kurtarıyor
I'd rather be anything but ordinary please.
-sıradan biri olmaktansa hiç bir şey olmayı tercih ederim
I'd rather be anything but ordinary please.
-sıradan biri olmaktansa hiç bir şey olmayı tercih ederim
Let down your defences
-savunmanı uzat
Use no common sense
-hiçbir ortak duyguyu kullanma
If you look you will see
-bakarsan göreceksin
that this world is a beautiful
-bu dünyanın bir güzel,
accident, turbulent succulent
-tesadüf,haşin,sulu,
opulent ,permanent, no way
-varlıklı,sürekli olduğunu, yol yok
I wanna taste it ,
-onu tatmak istiyorum
Don't wanna waste it away
-onu israf etmek istemem
Sometimes I get so weird
-bazen çok tuhaf olurum
I even freak myself out
-hatta bazen kendimi heycanlandırırım
I laugh my self to sleep
-uyumak için kendime gülerim
It's my lullaby
-o benim ninnimdir
Is it enough?
-yeterli mi?
Is it enough?
-yeterli mi?
Is it enough to breathe?
-nefes almak için yeterli mi?
Somebody rip my heart out
-birileri terli mi?kalbimi çıkarır
And leave me here to bleed
-ve kananmam için beni burada bırakır
Is it enough to die?
-ölmek için yeterli mi?
Somebody save my life
-birileri hayatmı kurtarıyor
I'd rather be anything but ordinary please
Is it enough?
-yeterli mi?
Is it enough to die?
-ölmek için yeterli mi?
Somebody save my life
-birileri hayatımı kurtarıyor
I'd rather be anything but ordinary please.
-sıradan biri olmaktansa hiç bir şey olmayı tercih ederim
I'd rather be anything but ordinary please.
-sıradan biri olmaktansa hiç bir şey olmayı tercih ederim